Hayatta hepimiz bilerek veya bilmeyerek
bizim için yanlış olan bir mesleği seçebiliyoruz. Bazen bir mesleğin popüler
olması nedeniyle aslında mutlu olamayacağımız bir mesleği de maalesef seçebiliyoruz.
Zamanın değişmesi ile kişiler de değişmeye çalışıyor; kendi yaşam ve çalışma
tarzlarını da yeni sistemin birer parçası haline getirmek için çaba harcıyor.
Sadece para için çalışanlarsa mutsuz
olmaya mahkum görünüyor. Pek çok kişi için iş yerinde mutlu olmak imkansız, en
büyük mutluluk mesainin bitmesi ve cuma gününün gelmesi.
Öte yandan çalışanın böyle yapmasına hak
veriyorum çünkü Allah düşmanımın başına vermesin egosu yüksek yönetici. Onlara
göre bende iyi bilen olmaz ben bilemesem burada olur muydum havaları…
İşte size tipik yönetici halleri;
- Asla takdir etmez.
- Çalışanların ensesindedir nefesi.
- Kimseyi dinlemez.
- Bol bol ihtar verir.
- Sosyal hayatını kontrol eder.
- Çalışanı makine gibi görür.
- Otoriter ve agresif olmak için kendini şartlar.
Bunlar yetmezmiş gibi birde sosyal hayattaki arkadaşlarının iş
hayatındaki egosunu senin üzerinde tatmin etmesiyle uğraşırsın. (yok ben senden
fazla maaş alıyorum, senden daha çok iş yapıyorum, sende çalıştığını mı
sanıyorsun, senin yaptığın iş değil, terfi vermediler mi gibi gibi şeylerle
uğraşırsın) Orada diyemiyorsun ben senin gibi torpille girmedim, benim o
mevkide tanıdıklarım yok veya ben senin gibi yalıyamıyorum diye….
İşin özeti:
Aslında çalışanlar kendini geliştirmek
ve kendisine destek olacak şirketlerin arayışındadır. Çalışanlar kariyer
planlamasına ihtiyaç duyuyorlar. Samimi çalışan ve işveren ilişkisi sunan,
çalışanlarına bir aile oldukları hissini veren, çalışanlarının fikirlerini alan
ve insana değer veren bir iş yeri, mutluluğun temel gereklerini de yerine
getiriyordur bence.
Mühim olan “para” dan önce “insan” kavramını yerleştirmiş bir şirkette çalışmaktır.
Mühim olan “para” dan önce “insan” kavramını yerleştirmiş bir şirkette çalışmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder